NKÜ Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Dr. Öğretim Görevlisi Ahmet Bal, İstanbul'un Silivri açıklarında meydana gelen 6.2'lik depremin ardından yeniden gündeme gelen bina dayanaklılığı konusuna değindi. İnşaat mühendisleri olarak binaları, depremin büyüklüğünden çok ivmesini dikkate alarak tasarladıklarını kaydeden Bal, "Biz sismologlardan ve jeologlardan farklı olarak inşaat mühendisleri olarak yapılarımızı deprem yönetmeliğine uygun olarak tasarlıyoruz. Yani deprem yönetmeliği ne diyorsa ona göre bir tasarım gerçekleştiriyoruz. Bu tasarımda da deprem yönetmeliğimizin hiçbir yerinde önceki yönetmeliklerde, dünyadaki yönetmeliklerde de depremin büyüklüğü, şiddeti gibi bir ifade yer almıyor. Dolayısıyla burada yer alan en önemli ifade, depremin ivmesi. Yani bizim kuvvetli yer hareketi dediğimiz, binalara asıl gelen sarsıntı miktarı gibi düşünebilirsiniz. İvme hızdaki değişim, yani binanın normalde hızı sıfırken, hızında meydana gelen bir değişim olarak nitelendirebiliriz bunu. Burada dikkat etmemiz gereken nokta şu; biz genellikle binalarımızı, bu ivme değerine göre tasarlıyoruz. Bu ivme değeri de yerçekimi 1g olarak düşünülürse bunun belli bir oranı yatay ivme olarak karşımıza çıkıyor" dedi.
'TÜRKİYE’DE KURULU ÇOK KUVVETLİ İSTASYON AĞI VAR'Yönetmelikte, Tekirdağ için 0.40g ivme beklendiğinin yer aldığını anlatan Bal, "Hem 2007 hem de 2018 yönetmeliğinde örneğin bizim Tekirdağ için 0.40 g gibi deprem ivmeleri bekleniyor. Mesela yaşadığımız bu depremde de biz deprem olup bittikten hemen sonra bu ivme datalarını, yani kuvvetli yer hareketlerini inceliyoruz ki binaya ne kadar kuvvet gelmiş? Bunu tespit etmek amacıyla. Dolayısıyla bunlara baktığımız zaman da AFAD'ın Türkiye'de kurduğu çok kuvvetli bir istasyon ağı var. Bu istasyonlardan bazı binaların altına yerleştiriyor bu ivmeölçerler. Örneğin bayındırlık binaların altında, ya da önemli binaların altında. Mesela Namık Kemal Üniversitesi'nde de var bu kayıtçı cihazlarımızdan. Buralardan gerçekten bizim tasarladığımız ivmeye yakın mı? Bunu tespit etmiş oluyoruz" diye konuştu.
'YAPILARIN TASARIMINDA İVME EN ÖNEMLİ KRİTER'Marmara Bölgesi’nde görülen en kuvvetli deprem ivmesinin 0.40 g olduğunu belirten Bal, "Burada tabii beklenen ivme 0.40 g gibi ama bizim şu ana kadar gördüğümüz en yüksek ivme değeri 0.21g mertebesinde. Bu da Eyüp istasyonunda, İstanbul'da gördüğümüz. Küçükçekmece istasyonunda 0.13g gibi bir ivme değeri yakaladık. Tabii ki bu ivme değerleri 6 büyüklüğündeki bir deprem için aslında düşük kalıyor. Vatandaşlarımız şunu yapabilir; AFAD'ın interaktif web uygulaması var. AFAD'ın uygulamasına girip TC kimlik numaranızla kendi binanızın bulunduğu arsadaki beklenen ivme değerini görebilirler. Yapıların tasarımında ivme en önemli kriter. Yani bir yapının depreme dayanıklı olup olmadığını anlamamız için, yani yapıları hangi kuvvete göre tasarlayacağımızı bu ivme değerine göre belirliyoruz. Yani kısacası aslında, binanın ağırlığıyla ivme değerini çarpıp binaya gelecek olan yatay deprem kuvvetini hesaplıyoruz" dedi.'DEPREM DALGASININ BİNAYA GELİŞ ŞEKLİ ÇOK ÖNEMLİ'Deprem anında en önemli şeyin, binaya ne kadar kuvvet geldiği olduğuna dikkat çeken Bal, "Dolayısıyla bizim burada asıl bakmamız gereken şey binalara ne kadar kuvvet geldi? Dolayısıyla bu kayıtçı istasyonlarımız, AFAD'ın kayıtçı istasyonları binalara ne kadar deprem geldiğini yaklaşık olarak belirlemiş oluyor. O yüzden dolayı da mesela Japonya'da yaşanan çok büyük depremler var biliyorsunuz. Ama bu depremler yerin çok altında olduğu için yaklaşık 50 kilometreyle 100 kilometre arasında. Dolayısıyla binalara gelene kadar bu enerji, depremin büyüklüğü belki 9 ama gelen enerjinin birçoğu kaybolmuş oluyor. Binalara çok küçük bir kısmı kalıyor. Dolayısıyla bizim binalarımıza gelen, mesela son yaşadığımız deprem yerin 7 kilometre altında olduğu için binalarımıza kuvvetli bir ivme olarak yani sönümlenemiyor enerjimiz. Dolayısıyla direk binaya yansıyor. Dolayısıyla burada hani binaya deprem dalgasının geliş şekli çok önemli” ifadelerini kullandı.'BİNAYI İVME DEĞERLERİNE GÖRE kontrol ETMELİYİZ'Binalarının bulunduğu arsalardaki zeminin de önemine vurgu yapan Bal, "Tabii ki binanın, arsanızın bulunduğu yerdeki zemin çok önemli ve bu zemin değişebilir. Yani bu arsa da farklı, yan arsa da farklı olabilir zemin karakteristiği. Bu da deprem dalgasını büyütebilir. Bu da binaya depremde daha büyük bir ivmenin gelmesine yol açar. Yani aslında artık biraz daha AFAD çok güzel çalışma gerçekleştirdi. İvme değerlerini görebiliyor vatandaşlarımız. Bu ivme değerleri gerçekleşiyor mu buna bakmak lazım. Yani depremin büyüklüğünden ziyade ivme değerlerine göre kontrol etmemiz gerekiyor" dedi.DHA

