Türkiye’de yabancı plakalı araçların karıştığı trafik kazaları, standart kazalardan farklı prosedürler gerektiriyor. Özellikle sigorta türleri, tazminat başvuruları ve hukuki süreçler bu noktada öne çıkıyor. Yabancı plakalı araçların trafiğe çıkabilmesi için Yeşil Kart Sigortası ya da Türkiye’de geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortasına sahip olması zorunlu. Bu nedenle kaza sonrası atılacak adımlar, tarafların hak kaybına uğramaması için büyük önem taşıyor.
Yabancı plakalı bir araçla kaza yaşandığında ilk olarak can güvenliği sağlanmalı ve polis veya jandarma olay yerine çağrılmalıdır. Kaza tespit tutanağı tutulurken, aracın plakası, sürücünün kimlik bilgileri ve yeşil kart sigortası eksiksiz şekilde kayıt altına alınmalıdır. Ayrıca olay yerinde fotoğraf çekmek, belgeleri toplamak ve varsa tanıkların iletişim bilgilerini almak, sonraki tazminat sürecinde büyük avantaj sağlar.
Kaza sonrası tazminat taleplerinde sigorta türü belirleyici rol oynar. Yeşil Kart Sigortası bulunan araçlarda başvurular Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na yapılır. Bu sigorta hem maddi hem manevi zararları kapsayabilir. Türkiye’de yapılan zorunlu mali sorumluluk sigortasında ise teminat limitleri daha düşük olur ve manevi tazminatlar kapsam dışıdır. Sigortasız araçların neden olduğu kazalarda ise zarar görenler Güvence Hesabı’na başvurabilir.
Yabancı plakalı araç kazalarında başvuruların zamanında yapılması ve belgelerin eksiksiz hazırlanması kritik öneme sahiptir. Tazminat başvuruları için genel zamanaşımı süresi iki yıl olmakla birlikte her durumda on yılı geçemez. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’na yapılan başvurulardan sonuç alınamadığında dava açma yoluna gidilebilir.
Yabancı plakalı araç kazalarında hak kaybı yaşanmaması için sürecin profesyonel destekle yürütülmesi tavsiye ediliyor. Hem sigorta kapsamının doğru belirlenmesi hem de tazminat hesaplamalarının eksiksiz yapılması, mağduriyetlerin önüne geçmek açısından önem taşıyor.
AYSUN ÜN