Haber: Aydın BİLGİLİ
Yerel esnafın yerleşim yerlerinde yerel yönetim de müdahale edemediği AVM’ler konusunda görüştüğümüz Babaeski Esnaf ve Sanatkarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Türkay Topal gazetemize bir dizi açıklamalarda bulundu..Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve Türk lirasının değer kaybının yaşandığı ve yerel küçük esnafın yerleşim yerlerinde sıkça açılan büyük marketler karşısında zor durumda kalmaları ve işyerlerini kapamaya başlamaları ülke gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermekte.Yerel yönetimlerin de yerleşim birimlerinde bu büyük marketlerin açılmasına izin vermeleri yerel küçük esnafı daha da zor durumda bırakıyor.Küçük yerleşim yerlerinde açılan büyük marketlerin açıldıkları yerleşim yerlerine hiçbir faydası olmadığını hatta verilerini bile büyük şehirlere ödediklerini söyleyen Türkay Topal açıklamalarına daha sonra şu şekilde devam etti. “Bakın bırakın bütün alış veriş merkezlerini, marketlerini onların uyguladıkları sistem bizleri hiç ama hiç ilgilendirmiyor. Bizleri ilgilendiren yerel ve küçük esnafımız. Çok değil şöyle 10-15 yıl geriye doğru gidelim. O dönemlerde her mahallenin bir bakkalı vardı. Akşamları eve giderken uğrar paran olsun ya da olmasın evinin ihtiyacını alır ve gidersin. O sana parayı vermedin ya da ne zaman ödeyeceksin diye de bir şey sormazlardı. Ama gelin şimdiye bir bakalım. O küçük mahalle bakkallarının yerinde artık AVM’ler var. İçeri girip bir ekmek dahi alsan yada para ya da kredi kartını vereceksin. Yoksa aç kalacaksın. Onun için bizler diyoruz ki bırakın alış veriş merkezlerini kendi yerel bakkalına sahip çık. Bırak onalar ayakta durabilsinler ve sen tüm alış verişlerini o bakkal amcadan yap ki yerel de çalışan esnaf iş yapabilsin. Onlar yine çocuklarımızın ve torunlarımızın bakkal amcası olarak ayakta dursun.Bakın içinde bulunduğumuz hafta tutum yatırım ve Türk Malları haftası. Peki bu yerli malları kim satar. İşte o yerli malı diye övündüğümüz Türk Mallarını bakkal amca satar AVM’ler değil.Babaeski Esnaf ve Sanatkârlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Türkay Topal açıklamalarına daha sonra şöyle devam etti.12-18 Aralık tarihleri arasında tüm Türkiye'de Yerli Malı Haftası kutlanacaktır.1946 yılından beri kutlanan hafta ile, özellikle yeni nesillere tutumlu olma ve yerli malı tüketme bilincinin aşılanması hedeflenmektedir.
Hafta, 1983 yılından bu yana Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası adı altında kutlanmaktadır.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlar göz önünde tutulduğunda, haftanın temel öğretilerinin günümüzde daha fazla önem kazandığı görülmektedir.DIŞA BAĞIMLILIKTürkiye'de yerli üretimin iç talep ve tüketimle uyumlu olmaması, ekonomide yapısal sorunlara neden olmaktadır.
Gelişen çağın etkisiyle, insanlarımızın yaşamında önemli yeri olan ve satın alınmak istenen malları incelediğimizde; bilgisayar, akıllı telefon, otomobil, televizyon ve diğer bazı elektronik aletlerin ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir.
Bu ürünlerin en belirgin özelliği ise ya ithal edilmeleri ya da büyük oranda ithal girdi ile üretilmeleridir.
Türkiye, sanayileşmeye geç başlaması, üretim metod ve araçlarını yeterince yenileyememesi nedeniyle dışarıya bağımlı bir ülke olarak yorumlanabilecektir.
Bu bağımlılık hem ürünler ve girdiler hem de bunun doğal sonucu olarak kaynaklar açısından da geçerlidir.
Dolayısıyla dış ticaret ve cari dengesinin açık vermesi ülke ekonomisinde önemli sıkıntılar doğurmaktadır.AVM'LER KÖRÜKLÜYORDiğer yandan, tek parti iktidarı ile düşük faizli kredilere ulaşan insanların gelirlerinin çok ötesinde harcamalar yapması, Türkiye'de bir tüketim patlamasına yol açmıştır.
Ülkemizde tasarruf oranı yüzde 18'lerden yüzde 12'lere gerilemiş, aşırı tüketim sonucunda cari açık milli gelirin yüzde 5-6'larına tekabül eder hale gelmiştir.
Bunlar Türkiye için oldukça yüksek oranlardır ve burada AVM'lerin de kritik rolü olmuştur.
AVM'ler hem tüketimi kamçılamış hem de buralarda satılan malların daha çok ithal ürünlerden oluşması nedeniyle cari açığı beslemiştir.869 BARKODA DİKKATÜlkemizdeki üretim ve tüketim deseni uyumsuzluğunun giderilmesi, cari açığın azaltılması, işsizlikle mücadelede başarılı olunması, kaynakların daha etkin kullanılabilmesi, ancak tüketicilerin alışverişlerinde yerli mallara öncelik vermeleriyle sağlanabilecektir.
Türkiye'de üretilen ürünlerin barkodu 869 ile başlamaktadır.
Dolayısıyla, vatandaşlarımızın satın aldıkları malları seçerken barkodlarının 869 ile başlamasına dikkat etmesi, benzer yerlisi varsa ithal ürünü tercih etmemesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yerli malı en çok esnaf sanatkarda bulunur.
Bu noktada, genellikle yerli ürün satan veya üreten, milyonlarca insanın geçimine imkan veren esnaf sanatkarlarımıza pozitif ayrımcılık yapılmasının önemi ortaya çıkmaktadır.
Geleceğimiz tutumlu olduğumuz, yerli malı kullandığımız, küçük işletmelere sahip çıktığımız ölçüde güzel olacaktır. HABER MERKEZİ