HABER:
CEYHUN ÇOLAK
1946 yılından beri aynı “TURP” u üretiyoruz
Trakya’da ilk ekilen yerli turp tohumunu halen üretiyoruz. Dedelerimizden bizim kuşağa kadar aktarılan yerli tohumlarımızı ekmeye devam ediyoruz. 1946 yılından beri aynı yerli tohumumuzu kullanıyoruz. 1946 yılından bugüne kadar ürettiğimiz yetiştirdiğimiz ve halkımıza gönül rahatlığı ile sunduğumuz turplarımız – 20 C dereye kadar dayanır ve içleri boşalmaz.
Babaeski’nin en eski bahçıvanlarından Turpçu Şükrü’nün oğlu Ferhat Altıntaş ve torunu Yiğithan Altıntaş (Küçük Ağa) Trakya’da ilk ekilen en eski turpları hala ürettiklerini ve müşterilerine gönül rahatlığıyla sunduklarını ifade ettiler.
Trakya’nın ilk ekilen yerli turplarını üretmeye devam eden Babaeski’nin Karamesutlu köyünde üretime devam eden Ferhat Altıntaş ve oğlu Genç Üretici Yiğithan Altıntaş turp dışında da farklı ürünler ürettiklerini bildirdi.
Bahçıvan Altıntaş; “Yaz sonunda kendi tohumlarımızdan fide elde ederek, ürettiğimiz domateslerimizi beyaz renkten - yeşile dönerken topluyoruz. Çok özel doğal şartlarda boş kerpiç evlerimizde saman ve sapların içinde doğal ortamda kademeli olarak olgunlaştırıyoruz.Doğal ortamda kırmııya dönen domateslerimizi her hafta Babaeski ve çorlu Sağlık mahallesindeki müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimizde Ocak ayına kadar köy domatesine ulaşmış oluyor.
Kuzu Ispanak, lahana, karnıbahar, havuç, turp, biber, soğan, patates ve tüm ürünlerimizi kendimiz tohumdan, fideden doğal ortamda üreterek yetiştiriyoruz.”
Babaeski’nin Genç Üniversiteli Üreticisi Yiğithan Altıntaş, ürettiği ürünlerle adeta “Taşı altına” çeviriyor.
Genç Bahçıvan Altıntaş gazetemize yaptığı açıklamalarda şunları ifade etti;
“Ürünlerimizi kendi tohumlarımızdan fide seralarımızda yetiştirerek halkımıza hem fide hem de ürün olarak sunuyoruz. Trakya’nın yerli tohumlarından fide üretiyoruz. Ürettiğimiz fidelerimizde halkımızın bahçe, arsa,tarla hatta balkonlarındaki saksılarında bile yetişiyor. Biz insanları seviyoruz, para bizim için son sırada geliyor. Biz halkımız için üretiyoruz. Pandemi sürecinde de insanlarımız tarımın, gıdanın, üretimin anlamını çok daha iyi anladığını düşünüyorum. Bizler halkımız için en doğalını en iyisini üretmeye devam edeceğiz.Dedelerimizden kalan tohumları babam yıllarca üretti,ben de bundan sonra bu yerli tohumları aynı şekilde üreterek halkımıza sunacağım.”Dedi.
Bahçıvan Altıntaş; “Turp gibi olmak isterseniz bol bol turp yeyin”
“Turp gibi olmak” deyimi sağlıklı insanlar için halk arasında yaygın olarak kullanılıyor. Çünkü turp içerdiği vitamin, mineral ve liflerle tam bir sağlık deposu olarak tanımlanıyor. Genellikle balığın yanında sevilerek yenilen bu sebze garnitür olarak ya da salatanın içinde tüketiliyor, bu sayede antioksidan ihtiyacı karşılanabiliyor.
Çoğu kişi turp sebzesini sadece balıkla birlikte tüketmektedir. Oysa turp sadece balıkla değil, farklı yiyeceklerle, salataların içinde tüketilmesi gereken bir besindir. Karaciğer ve mideyi temizlemeye yardım eden kırmızı turp, yüksek lif oranı ile dikkat çekmektedir.
Yaşlanmayı önlüyor
Kış mevsiminde sofralarda ya da atıştırmalıklar arasında mutlaka olması gereken turp, tok tutucu özelliğiyle diyetlerde olmazsa olmazlardandır. Bunların yanında vitamin açısından zengin olduğu için hücrelerin onarımını sağlar; dolayısıyla da yaşlanmayı önler.
Turpun faydaları saymakla bitmez;
Kana oksijen sağlar, C vitamini deposudur, Kalbi korur, Kan basıncını kontrol eder, Bağışıklığı güçlendirir, Metabolizma dostu, Besin değeri yüksek, Cildin dostudur, Guatr düşmanı, Guatrın en büyük nedenlerinden biri iyot eksikliğidir. Turp, iyot açısından zengin olduğu için tiroit hastalıklarından korur. Kansere kalkan olur, Kansere karşı koruyucu olduğu da bilinmektedir.
Gündem
14 Aralık 2020 - 11:40
Taşı altına çeviren "BAHÇIVANLAR"
HABER: CEYHUN ÇOLAK 1946 yılından beri aynı “TURP” u üretiyoruz Trakya’da ilk ekilen yerli turp tohumunu halen üretiyoruz
Gündem
14 Aralık 2020 - 11:40
İlginizi Çekebilir