Kırklareli Ziraat Odası Başkanlığı, Babaeski Ziraat Odası Başkanlığı, Lüleburgaz Ziraat Odası Başkanlığı, Vize Ziraat Odası Başkanlığı, Pınarhisar Ziraat Odası Başkanlığı, Kofçaz Ziraat Odası Başkanlığı, Demirköy Ziraat Odası Başkanlığı tarafından Babaeski’de Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından belirlenen 2025 yılı hububat alım fiyatları ile ilgili basın açıklaması yapıldı.
Babaeski’de Adil Onat Caddesi’nde yapılan basın açıklamasında, Babaeski Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Arslan şu ifadelere yer verdi; “Sayın Muhtarlarımız, değerli Sivil toplum örgütleri başkanları, temsilcileri, Meclis üyelerimiz, Ziraat odalarımızın kıymetli başkanları, delegeleri sesimizin ulaştığı her yerde bizleri dinleyen sevgili hemşerilerimiz, esnaf kardeşlerimiz. Gece gündüz demeden tarlada, bağ, bahçede çalışan cefakâr çiftçi kardeşlerimiz. Burada bulunan herkesi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Değerli basın mensupları Kırklareli Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu üyeleri olarak bu günkü basın toplantımız Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından belirlenen 2025 yılı hububat alım fiyatları konusuyla ilgili olacaktır.
Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından 3 Haziran 2025 Tarihinde Buğdayda 13.500 TL / Ton, Arpada 11.000 TL / Ton olarak açıklanan taban alım fiyatları, ne yazık ki üretim maliyetlerinin altında kalmıştır. 2025 yılı itibariyle buğdayın ortalama üretim maliyeti 14 – 15 TL Seviyelerindedir. Bu rakamlar sadece maliyet. Peki, bu çiftçilerimiz ne kazanacak? Evini ailesini geçindirmeyecek mi, çocuğunu okula göndermeyecek mi? Yaşamsal ihtiyaçlarını nasıl karşılayacak? Bu fiyatlar neye göre hangi kriterlere göre belirleniyor. Girdi maliyetleri artarken ürünlerimizin fiyatları yerinde sayıyor.
2024 yılının hasat sezonundan örnek vermek gerekirse buğday fiyatı 11 TL iken ekmek 7 TL’den 12 TL’ye yükseldi. Aynı zamanda gübre 12 TL’den 20 TL oldu. Çiftçilerimiz 1kg buğday satıp 1 ekmek alamıyor. Enflasyon, ekonomik kriz, emeğimizi ve ürünlerimizi maliyetin altında satmaya zorlayarak çözülemeyeceği artık anlaşılmalıdır. Bu sorunun cevabını bulamadığımız sürece üretim yapan çiftçilerimiz üretimden soğuyacak ve yok olma riski ile karşı karşıya kalmaması için hububat fiyatları belirlenirken üretim yılı maliyeti ve önümüzdeki üretim yılı maliyetleri de göz önünde bulundurularak belirlenmelidir.
Bölgemizde son yıllarda artan iklim değişikliği etkileri bu sezon kuraklıkla beraber zirveye ulaşmış, nisan ayında yağan kar ve sonrasında meydana gelen don olayları buğdayda verim kayıplarına neden olacağı aşikârdır. Bu verim kayıplarının ve doğal afetleri etkisiyle üretim maliyetleri daha da artacaktır.
Çiftçilerimizin yine en çok merak ettiği anlamakta zorlandığı açıklanan fiyatın yeterli, yetersiz olmasından daha ziyade geçen yıl ton başına verilen 1.750 TL prim desteği gibi algılayıp bu yıl da ton başına 2.520 TL verileceğini zannetmeleri.
Buradan net söylüyorum yeni destekleme modelinde geçmiş yıllarda uygulanan ton başına prim fark desteği kaldırılmıştır.
2025 yılı itibariyle yürürlüğe giren planlı destekleme modeli kapsamında önceki yıllarda uygulanan ton başına prim desteği kaldırılmıştır ancak TMO’nun taban fiyat açıklamasında ton başına 2.520 TL destek ödeyeceği belirtilmiştir. Bu destek tutarı, Türkiye genelinde ortalama buğday veriminin 300kg/dekar civarı olduğu varsayımıyla, 3,3 dekarlık alandan elde edilen ürün için ton başına verilen destek olarak hesaplanmıştır.
Tam da bu noktada yanlış anlama ortaya çıkıyor. “
Bu doğrultuda, çiftçilerimizin alacağı temel destek (317,2 TL) ve planlı üretim desteği (317,2 TL) toplamda 634,40 TL ‘ye denk gelmektedir. Maliyetler yüksek olduğundan her üreticimiz sertifikalı tohum ve organomineral gübre ile ekim yapmamakta ve bu desteklerden yararlanamamaktadır. Velev ki tüm desteklerden yararlandı, sertifikalı tohum kullandı (122 TL) Organik gübre kullandı (51,24 TL) Tüm desteklerin toplam tutarı 807,64 TL. Şimdi taban fiyatlar açıklanırken buğday fiyatları (13.500 TL / Ton), dekar başına da 807,64 TL destek denseydi çiftçilerimiz diyecek ki bizim desteğimiz zaten ton başına 1.750TL’idi. Bu desteği 807,64 TL’ye düşürmüşler. Çiftçilerimiz böyle demesinler, destekleme miktarı küçük görünmesin diye yapılmış bir çalışmadır.
Oysa ki ; destek ayrı bir şeydir taban fiyat ayrı bir şeydir. Bunu birbirinden ayırmamız gerekiyor. Bizim konuştuğumuz söylediğimiz çiftçilerimizin eline destekle birlikte geçen değil TMO‘nun uygulayacağı taban fiyatıdır. Tarımsal desteklerin taban fiyatlarıyla karıştırılmaması gerekiyor. Çünkü destekler üreticilerimizin ürettiği ürünlerden zarar etmesin tüketicilerimiz de daha ucuza tüketsin diye tercih edilen bir uygulamadır.
2025 Yılı desteklerinin tamamı dikkate alındığında, dekara düşen destek miktarı 2024 yılı verilen ürün desteği 1.750 TL/ Ton buğday gübre ve mazot desteklerini (185 TL/ dekar ) topladığımız zaman 2024 yılının çok altında kalmaktadır. 2025 – 2027 dönemine ilişkin resmi gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde açıkça ifade edildiği üzere her yıl fark ödemesi kapsamına alınacak ürünler ile ödeme miktarı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Maliye ve Hazine bakanlığı tarafından ayrıca teklif edilir denilmektedir.
Sonuç olarak; çiftçilerimizin üretimlerini sürdürebilmeleri için bu yıl yaşanan don ve kuraklıktan kaynaklı verim kayıplarını telafi etmek adına prim desteği tekrar uygulamaya alınmalı üretici gelirini koruyacak şekilde arttırılmalıdır.
2024 yılında hasadı yapılan ayçiçeği üretimi prim desteği ve tüm destek kalemleri üretim sezonu içerisinde en geç 1 ay içerisinde ödenmeli ve destek ödemeleri enflasyon karşısında erimemelidir.
Üreticilerimizin emeği ve ülkemizin gıda güvenliği için bu taleplerin acilen karşılanması zorunludur.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. Bu vesile ile Kurban Bayramı’nın bereketi, tüm evlere mutluluk ve huzur getirsin. Bayramınız mübarek olsun” dedi.
HABER MERKEZİ