HABER MERKEZİ
AK Parti Kadın Kolları tarafından Türkiye genelinde tüm illerde gerçekleştirilen “Kadınlar Soruyor” Programı için Kırklareli’ne gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Ahmet Baha Öğütken 16 Nisan’da Yapılacak olan Anayasa Değişikliği Paketi Referandumu ile ilgili açıklamalarda bulunarak, merak edilenleri yanıtladılar.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Merkezi tarafından başlatılan ve 81 İl’de düzenlenen “Kadınlar Soruyor” adlı etkinlik; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakan Yardımcısı Ahmet Baha Öğütken’in katılımıyla 10 Nisan 2017 Pazartesi günü saat 20.00’de Kırklareli Royal Bilgiç Hotel’de gerçekleştirildi.
Düzenlenen etkinliğe; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakan Yardımcısı Ahmet Baha Öğütken, AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, AK Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, AK Parti Kırklareli Merkez İlçe Başkanı Kayhan Türköz, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı Bahadır Kovankaya, Tarım, Gıda ve Hayvancılık İl Müdürlüğü desteklerinden yararlanan kadın üreticiler, KOSGEB Destekleri ile iş sahibi olan kadın esnaflar, Sivil Toplum Kuruluşları’nda (STK) yer alan kadınlar ile partili kadınlar katıldı.
Programda ilk olarak söz alan AK Parti Kırklareli İl Kadın Kolları Başkanı Hazel Yolgiden, Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili birçok konunun yanlış öğrenildiğini ve bu yanlışların düzeltilmesi gerektiğini belirterek şunları aktardı; “Gece gündüz demeden özverili şekilde de çalışan, kamu düzeninin teminini ve insan haklarının korunmasını sağlayan Polis Teşkilatımızın 172. Yıldönümü’nü en kalbi duygularımla kutluyorum. Hepimiz biliyoruz ki referandum süreci yaşıyoruz. Kısa bir süre kaldı. Medyadan ve çevremizden yalan yanlış bilgiler alıyoruz. Birçok konuyu yanlış öğreniyoruz. Kafamızdaki sorulara cevap bulmak adına bu etkinlikte bir araya geldik. Toplumun temel taşını oluşturan ve her yerde kendin ispat etmiş yüce gönüllü kadınlarımız ile başarıyı inşa etmek hiçte zor değil. Geçmişten günümüze darbelerin bir daha yaşanmaması, ülkemizin daha iyi yerlere gelebilmesi için referandum sonuçlarının “EVET” çıkması için Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin en iyi şekilde anlatılmasını istiyoruz. Bunu siz değerli kadınlarımız ile başaracağımızı biliyoruz. Bu konuda engin bilgilerine bizlere aktaracak olan etkinliğe İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakan Yardımcısı Ahmet Baha Öğütken’e teşekkürlerimiz iletiyorum” dedi.
Açılış konuşmasının ardından AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz söz alarak, katılımcı bayanlara referandum sürecinin öncesini ve sonrasını anlattı.
Minsolmaz’ın ardından konuşan Sağlık Bakan Yardımcısı Ahmet Baha Öğütken ise ''Gündeme getirdiğimiz her kanun olay oluyor” diyerek sözlerine şöyle devam etti; “ Kanunları çıkaracağız ki devlet işlesin, yürüsün, problemler ortadan kalksın. Muhalefetle gidiyoruz, konuşuyoruz, baştan kulislerde tamam diyorlar, sonra içeriye girdiğimizde bas bas bağırıyorlar, hayır olmaz, şöyle böyle tamamen şov yapıyorlar. Bunun eziyetini millet çekiyor. Biz millete bu eziyeti çektirmek istemiyoruz'' dedi.
Türkiye'nin çok zor süreçler yaşadığını aktaran Öğütken; ''Birileri, bizi hep suçluyor. Biz bu ülkeye hizmet için geldik. Oturduğumuz koltuklardan hiçbir zaman güç almadık, almayacağız da. Türkiye'de 15 yıl önce bir yatırım başlıyordu, baba görmüyordu, torunu görecek durumdaydı. Biz şu anda ne yollar, ne tüneller yapıyoruz. Karadeniz'in dağlarını delerek, kısa sürede tüneller yapıyoruz. Allah, bir daha bu ülkeyi, o ıstıraplar ile karşılaştırmasın. Şimdi ise pırıl pırıl binalar yapıyoruz, hizmet kalitesi zaten ortada. Türkiye'nin her yerinde aile hekimliği, her branşta hizmet eden doktorlarımız var. Eski hastanelerimizin hepsini yeniliyoruz. Şehir hastaneleri yapıyor, devlet hastanelerimizi yeniliyoruz. Bunların hepsini vatandaşlarımız için yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın hayali olan Şehir Hastaneleri dediğimiz zaman, bize kimse inanamadı. Ama biz bunların hepsini başardık. Geçtiğimiz gün Mersin hastanemizi açtık. Hastanemizi gezdiğimizde, bu ülkenin evladı olarak gururlandım. Bakın referandum sürecinde yalan yanlış bilgiler ortaya atıldı. Tek adam rejimi, rejim değişecek, cumhuriyet filan ortadan kalkacak, bütün yetki bir kişide olur mu? Devleti yeniden yapılandırıp, isteyen kişiler atanacak. Bundan sonra muhtarlar olmayacak, lokantalar kapanacak, o olacak bu olacak gibi o kadar kafa karıştıracak beyanlar var ki inanın bunların hiçbiri gerçek değil. Yaşayacağız ve 16 Nisan sabahı, zaten hayatımızda bir değişiklik olmayacak. Bunlar yaşanmadan, anlamak mümkün değil. Bu işi Amerika, Almanya yapıyor, başarılı ülkeler yapıyor, biz yapınca bu iş olmaz. Bizim onlardan ne eksiğimiz var. Biz artık bu zincirlerimizi kırmak istiyoruz'' diye konuştu.
Türkiye'de geçmişte birçok sağlık sorunlarının yaşandığına da dikkat çeken Öğütken; Hastanelerdeki kuyrukları herkesin hatırlayabileceğini, şu anda Türkiye'nin sağlık alanında çağ atladığını ve Türkiye'nin daha çok gelişmesi ve büyümesi için yeni adımlar atmaya çalıştıklarını ifade etti.
Öğütken, yaptığı konuşmasının ardından, programa katılan kadınların sorularını cevapladı.
“BİZİM ZAYIFLIĞA GÜÇSÜZLÜĞE VE YARIN NE OLACAK KAYGISINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
Sinop’ta ki bir programdan çıktığı gibi Kırklareli’ne gelen ve ayağının tozuyla “Kadınlar Soruyor” adlı etkinliğe katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne ve gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Süleyman Soylu, konuşmasında; "Yeni sistem de Cumhurbaşkanlığı’nda birleşen, altında bakanları oluşan, Başkan Yardımcıları oluşan ve aynen bugün nasıl bir hükümet yürüyor ise bir kurumsal kapasitesi olan anlayışın kendisi olacak" dedi.
Türkiye'nin bu sistemde 7 Haziran'da hükümet kuramadığını anlatan İçişleri Bakanı Soylu; “Cumhurbaşkanı meclisi feshetti, Türkiye yeni bir seçime girdi. Bu sistemin özellikle kritik ve kriz dönemlerinde hükümet kuramama gibi bir problemi var. Mevcut sistemimizin” cümlelerini kullandı.
Bugünkü sistemin çözüm üreten bir sistem olmadığını, çözüm üreten bir sisteme ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Soylu; “Dikkat ederseniz bu sistem cumhurbaşkanı seçemedi. Ne zaman? 2007'de Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanlığına önerdiğinde, kendinden öncekiler aynı şartlarda cumhurbaşkanı seçmesine rağmen, yargı ekstra bir karar aldı ve 367 ile beraber cumhurbaşkanını seçtirmedi. Anayasada cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıl yazıyor. 1 yıl bitti. Cumhurbaşkanlığını kimin yapması lazım, onun bırakması lazım. Bizim bildiğimiz eski sisteme göre, Meclis başkanının cumhurbaşkanına vekalet etmesi lazım ama öyle olmadı. Bu çok övdüğünüz sistem, hukuksuz ve anayasaya aykırı bir şekilde Ahmet Necdet Sezer'i cumhurbaşkanlığına görev süresi bitmesine rağmen devam ettirdi"
''Peki yargılama nasıl olacak?
Mevcut sistemde cumhurbaşkanının hiçbir sorumluluğu yokken yeni sistemde cumhurbaşkanının yargılanabileceğini kaydeden Bakan Soylu; ''Peki yargılama nasıl olacak? Mesela cumhurbaşkanını yargılamak istiyorsun. Bugün cumhurbaşkanını yargılamak için 550 milletvekilinin yüzde 75'inin oyuna ihtiyaç var. Peki şimdi, cumhurbaşkanının yargılanması için 600 milletvekilinin yüzde 66 oyuna ihtiyaç var. Bu ne demek? Yani bir önceki sistemden daha düşük bir oy oranıyla cumhurbaşkanı yargılanabilecek. Zaten mevcut sistemde cumhurbaşkanının yargılanabilme şansı yoktu. Bir tek vatana ihanetten yargılanabilirdi, bunun da yasalarda suç olarak karşılığı yoktu. Bu, şu demektir; cumhurbaşkanı herhangi bir sebepten dolayı yargılanamaz. Ben siyasetçinin bu toplumda en temiz, en dürüst, sorumlu ve en kanunlara bağlı şekilde olmasını istiyorum ama bu mevcut sistemde bunu yapabilme şansına sahip değilsiniz.Cumhurbaşkanı önerdiği zaman bir parti, Kılıçdaroğlu öyle anlatıyor ya 'cumhurbaşkanı başka partiden olacak, başbakan başka partiden olacak sonra kavga edecekler' onu da bırakalım, cumhurbaşkanı ve başbakan aynı partiden dahi olsa birisi yüzde 50'nin üzerinde oy almış, birisi 50'nin ya da 40'ın altında oy almış, birtakım dengelerle beraber oraya gelmişse orada çatışma olması kaçınılmazdır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin bugünden sonra hükümet çatışması yaşayabilecek bir ülke olmadığını belirten Soylu; “Biz bu riski alamayız. Bugün dünyayla rekabet ediyoruz. Hükümet tartışmalarına vakit ayıracak zaman dilimimiz yok. Neye vakit ayırabiliriz? Seçime vakit ayırabiliriz. Seçimi bitiririz siz kendi işinize bakarsınız, ben de vatandaşsam kendi işime bakarım, hükümet kendi işine bakar. Hükümet kim? Yeni sistem de cumhurbaşkanlığında birleşen, altında bakanları oluşan, başkan yardımcıları oluşan ve aynen bugün nasıl bir hükümet yürüyor ise bir kurumsal kapasitesi olan anlayışın kendisi. İçişlerinden sorumlu insan olacak. Dışişlerinden sorumlu olan bakan olacak. Bunlar nasıl seçilecekler? Bugün belediye başkanı var mı? Belediye başkanı seçilirken, size belediye başkan yardımcısının kim olacağını soruyor mu? Sormuyor. Neden? Çünkü bir belediye başkan yardımcısına, halkın sosyal meselelerine bakan belediye başkan yardımcısına artı birde kendi siyasi partisiyle ilişki kurabilecek belediye başkan yardımcısına ihtiyacı var. O bunları niçin seçiyor. Siz ona yetki vermişsiniz, demişsiniz ki 5 yıl boyunca sen bana hizmet edeceksin" cümlelerini kullandı.
“Avrupa'dan en önemli üstünlüğümüz, bizim genç nüfusumuz”
18 yaşında gençlerin yeni sistemde milletvekili seçilebilmesinin Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir avantaj sağlayacağını söyleyen Soylu; “Avrupa yaşlanıyor, Almanya'da emeklilik yaşı 70. Eğer böyle giderse Avrupa çok yakında emeklilik maaşlarını ve sağlık giderlerini ödeyemeyecekti. Çözümü üretime katkı sağlayacak genç nüfusa sorumluluk vermeye başlayarak buldu. 18 yaşındaki gençlere, 'gelin milletvekili olun, ülkeyi beraber yönetelim' dediler. Burada hedef kitleleri sadece milletvekili değil, öğretmenler, avukatlar, eczacılar, mimarlar, yani gençler. Avrupa'dan en önemli üstünlüğümüz, bizim genç nüfusumuz. Onlardan 10 yaş daha genciz. 2070'ten sonra daha genç olacağız, bilmenizi istiyorum. Şimdi hatırlar mısınız? Bu ülkede 7 yaşından küçük çocukları okula göndermezlerdi. Recep Tayip Erdoğan geldi de çocuklar anaokuluna gitmeye başladı. Peki Avrupa ne yapıyordu o zaman. Doğumundan itibaren hayat boyu eğitim yapıyordu. Siz şimdi bizim anaokuluna gönderdiğimiz çocukları, 14-15 sene sonra görün, Avrupalılara ve dünyaya ayakkabılarını ters giydirecekler” dedi.
“ Allah bizi iyilikleri anlatmak, kötülükleri de sakındırmak için yarattı”
Terörle mücadele konusunda hükümetin güçlü olması gerektiğini vurgulayan Soylu; "Geçen gece 23'te uçağa bindim, Diyarbakır Lice'ye gittim. Oradaki evlatlarımız 7 bin kişiyle beraber 25 yıldır girilmeyen yerlere girdiler. Yaklaşık 60'ın üzerinde terörist etkisiz hale getirildi. Vali veya emniyet müdürü bana dedi 'bir HDP milletvekili 15-20 kişilik bir grupla ben gitmeden bir gün önce buraya geldi ve bu operasyonu durdurun dedi hangi operasyonu durdurun? İstanbul Vodafone Arena'yı patlatan yer Lice'dir. Lice kırsalından komuta edilmiştir. Şehitlerimiz oradan olmuştur. Adana'dan tutun daha İzmir'e kadar yapılan patlamaları. Biz orada teröristleri bulmuşuz onlara biz hayat hakkı vermeyeceğiz. HDP Milletvekilleri diyor ki operasyonları durdurun. Tabi böyle bir şey mümkün değil. Şöyle bir aritmetik hesap yapın CHP'nin yada herhangi bir x partinin azınlık hükümeti kurmak için bunlara ihtiyacı olduğunu düşünün o durumda yapacak tek şeyi var oradan çekilmek. İktidarı kaybedeceksin yada şimdilik oradan geri çekileceksin. O anda oradan çekildiğin anda şehadeti göze almış insanları oraya gönderemezsin. Göndersen bile işe önceki gibi sarılmazlar. Bu kadar basit. Sen hesabını yapıyorsan oda hesabını yapmaya başlar. Terörle mücadelede istikrar önemlidir, hükümetin güçlü olması önemlidir. Ben iç güvenlikten sorumluyum, hiçbir mühimmatta eksiklik çekiyor değiliz. Bir para problemimiz, maddi problemimiz yok. Biz ayaklarımızı yere güçlü basan bir ülkeyiz. Bugün Ortadoğu ülkeleri kaos durumunda peki Avrupa'nın durumu ne? O daha felaket ortak para Euro dediler, beceremediler. Avrupa değerleri dediler insan hakları dediler komisyonlar falan dediler becermediler. Geldiler ırkçılığa teslim oldular. Bizimle müttefik dost gibi geçinenler PYD'ye silah veriyorlar. O bin tane mağarada elde ettiğimiz silahları görseniz aklınız şaşardı. Oralardan PKK'ya geliyor, PKK'da bize doğrultuyor. Biz bunları ilk kez böyle yakaladık. Hem tarihe karşı, hem de insanlığa karşı. Şimdi bizim güçlü bir meclis oluşturmalıyız. Etkin bir hükümet sistemi oluşturmalıyız, tarafsız ve bağımsız da bir yargı oluşturmalıyız. Bununla birlikte de geleceğe adım atmalıyız. Bu dönem herkesin her talebinin eksikliğinin giderilmesi gereken bir dönem. Biz bugün büyük bir ülkeyiz. ve bizim değerlerimiz de var, biz sadece bu dünya için yokuz ki bizim esas dünyamız ahretimiz var. Bizi Allah iyilikleri anlatmak, kötülükleri de sakındırmak için yarattı. Biz bütün dünya üzerinde bu özelliği olan nadir bir ülkeyiz. Bizim dünya ya söyleyeceklerimiz var. Ne yapsaydık yani? 3 milyon Suriyeliyi bıraksaydık ta tecavüz mü ettirseydik Suriye topraklarına. Biz onlarla 400 yıl aynı sancak altında yaşadık şimdi ne yapacaktık. Şimdi ne yapık Cerablus'u aldık, 20 bin Suriyeliyi oraya götürdük. Yarın ne olacak endişesine tahammülümüz yok. Yeniden bir 15 Temmuz yaşanacak mı? Diye bir endişeye tahammülümüz yok. Bizim güçsüzlüğe tahammüllümüz yok. Hep birlikte istikametimizi alacağız ve hep birlikte güçlü Türkiye'ye gideceğiz"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptığı açıklamaların ardından partililer ile fotoğraf çektirip, sohbet etti.
Gündem
Yayınlanma: 12 Nisan 2017 - 09:36
KIRKLARELİ'NDE SOYLU VE ÖĞÜTKEN RÜZGARI ESTİ
HABER MERKEZİ AK Parti Kadın Kolları tarafından Türkiye genelinde tüm illerde gerçekleştirilen “Kadınlar Soruyor” Programı için Kırklareli’ne gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Sağlık Bakan Yardı
Gündem
12 Nisan 2017 - 09:36
İlginizi Çekebilir